Avrupa'nın Bulut Egemenliğinde Merkezsizleşmiş Teknolojilerin Rolünü Keşfetme
Birkaç hafta önce, Brüksel’de Nexus Forumu’na katıldım, burada politika yapıcılar, araştırmacılar ve KOBİ’ler Avrupa Kenar Bulut Sürekliliği’ni tartışmak üzere bir araya geldi. Bu stratejik girişim, veri işleme işlemini kaynağına daha yakın taşıyarak Avrupa’nın bulut bilişim ve kenar teknolojilerindeki yeteneklerini artırmayı amaçlamaktadır. Bu değişim, daha hızlı ve daha verimli veri yönetimi sağlamak, uzak veri merkezlerine olan bağımlılığı azaltmak için kritiktir. Ancak, Amazon, Microsoft ve Google gibi AB dışı sağlayıcıların Avrupa bulut pazarında giderek daha fazla hakim olmasıyla, AB bulut egemenliğini sağlama ve küresel ölçekte rekabet etme konusunda önemli zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır.
Avrupa Komisyonu (EC), bu dengesizliği gidermek için bulut ve kenar bilişime aktif olarak yatırım yapmakta olup, 2030 yılına kadar AB işletmelerinin %75’inin bulut çözümlerini benimsemesini sağlama gibi iddialı hedefleri bulunmaktadır. Önerilen federatif bulut modeli, telekom operatörleri ve yerel hizmetler de dahil olmak üzere daha küçük oyuncuları bir araya getirerek küresel devlere karşı birleşik bir cephe oluşturmayı amaçlamaktadır. Ancak, Avrupa pazarındaki parçalanma bu çabayı karmaşık hale getirmektedir. Bulut-kenar sürekliliği konsepti, büyük bulut hizmetlerinden küçük kenar düğümlere kadar çeşitli sağlayıcıları entegre etmeyi amaçlayarak verinin oluşturulduğu yere daha yakın hesaplama kaynakları sağlamayı hedeflemektedir.
Forum sırasında, bu vizyonda Streamr gibi merkezsiz teknolojilerin rolü hakkında bilgi aldım. EC’nin yol haritası, merkezsiz teknolojileri bulut-kenar sürekliliğinin uç noktasına yerleştirirken, birçok DePIN projesi zaten bugün operasyoneldir. Örneğin, Streamr, çeşitli hizmetlerin entegrasyonunu kolaylaştırarak ve veri yönetiminin verimliliğini artırarak merkezsiz bir veri omurgası olarak hizmet verebilir. Bulut egemenliğini sağlama konusunda merkezsiz çözümlerin potansiyelini gerçekleştirmek için politika yapıcılar ve yenilikçiler arasında daha fazla diyalog olmalı, bu teknolojilerin tanınmasının ve Avrupa’nın geleceğe yönelik stratejik çerçevesine entegre edilmesinin sağlanması gerekmektedir.